11 Şubat 2014 Salı

Su ve insan

Su ve insan

Merhaba,
 Blog yazılarımı planlamıyorum, bir şey yaşıyorum, bir şey hissediyorum, iç sesim bir şey söylüyor. Bu şekilde kendiliğinden oluşuyor. Böyle daha gerçek olduğunu düşünüyorum. 
Bu sabah suyumu içerken, hissettiğim rahatlamayla, bugün sudan bahsetmek istedim.
Yaşamımızda suyun önemini hepimiz biliyoruz, su olmadan yaşayamayız, bir şey yemeden bir kaç gün kalabiliriz ama su içmeden bir günden fazla yaşayamayız. İnsan vücudunun % 70 inin su olduğunu düşünürsek suyun yaşam için ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bedenimizin toksinlerden temizlenmesi, cildimizin güzelliği ve organlarımızın sağlıklı çalışması için, kısaca sağlıklı olmak için uzmanların dediğine göre günde 2 – 2.5 litre su içmemiz gerekiyor.

Suyun vücudumuza sayamayacağımız kadar yararı var, bazıları şöyle:
*Yaşam gücü verir, vücudun  tüm hücrelerinde enerji üretimini sağlar.
* DNA hasarını önler.
*Bağışıklık sistemini güçlendirir.
*Besinlere enerji verir ve besinlerin emilimini sağlar.
*Kırmızı kan hücrelerinin verimini artırır.
*Vücudu kalp krizi ve felce karşı korur.
*Kanı sulandırır, pıhtılaşmayı önler.
*Vücudun ısınma ve soğuması için gerekir.
*Beyin fonksiyonları için, beyin hormonlarının ( serotonin, melatonin ...) yapımı için önemlidir.
*Alzheimer, ms, parkinson hastalıklarının riskini azaltır.
*Bağırsak ve mesaneyi çalıştırır.
*Gözlere ve cilde canlılık, sağlık verir.
*Kadınların menstruasyon, menopoz dönemlerini rahatlatır.
*Kemik iliğinde kan üretimini düzenler.
*Bütün vücut ve zihin fonksiyonları için gereklidir.
*Kilo vermek için yardımcıdır.
*Toksin atımını sağlar.
Dehidrasyon ( vücudun su kaybı), ciddi hastalıklara neden olur, onun için yeterli su içmek tüm vücut fonksiyonlarımız için hayati önem taşır.
Su ayrıca başlı başına bir bilinçtir.
Suyun Bilinmeyen Gücü adlı kitabın yazarı Masaru Emoto, kitabında suyun çok önemli bir özelliğinden bahsetmiş. ''Su aldığı bilgiye göre farklı kristal tipleri gösteriyor.'' Emoto, farklı şişelere su koyuyor ve bazılarının üzerine ''mutluluk'', ''barış'', ''sevgi'', ''güzel'', '' aferin'' gibi olumlu sözler yazmış ( bu sözel de olabilir).
Bazılarının üzerine de ''mutsuzluk'', ''savaş'', ''aptal'', ''çirkin'',''kötü'' gibi olumsuz kelimeler yazıyor. Suları biraz bekletiyor bu şekilde. Sonra bunları donduruyor. Daha sonra çok zorlu bir çalışmayla, oluşan buz tanelerini mikroskop altında incelediğinde, olumlu sözler yazılan suyun kristallerinin bir çiçek gibi açtığını ve kristallerin çok düzgün olduğunu görüyor. Olumsuz kelimeler yazılan buz tanelerinin kristallerinin bozuk olduğunu görüyor. Bu demek oluyor ki su kayıt yapıyor... Onun için su içerken suya sevgi ve minnettarlığınızı belirtin diyor. Çok ta doğru söylüyor, bu bir farkındalık...

Su içten ve dıştan bedenimizi arındırır, suyu seyretmekte ruhumuzu arındırır. Deniz kenarında denizi seyrederken duygu ve düşüncelerinizde, bedeninizde ne değişiklikler oluyor fark edin. Su özellikle deniz, ırmak, şelale, göl ( temiz olsun) siz anlamadan ruhunuzdaki olumsuzlukları alır götürür, adeta bir ruhsal detoks etkisi yapar. Sizi rahatlatır, sanki büyük bir yükü atmış gibi olursunuz. Zaman zaman bulunduğunuz yerin imkanları dahilinde su kenarına gidin, konuşmadan izleyin. Unutmayın biz doğanın bir parçasıyız, zaman içinde bunu unuttuk, doğadan uzaklaştık ve mutsuz olduk. Tekrar orijinal halimize dönelim, doğayla kucaklaşalım.

İnsanlar artık, boş zamanını AVM denilen büyük tüketim kafeslerinde geçiriyorlar, beden ve ruhunu daha çok zorluyor, imkanlarını zorluyor, bir koşturma, bir gürültü ile dinlenmeden yorgun, savaştan çıkmış gibi evlerine dönüyorlar. Kapalı ortamdan kapalı ortama yapılan yolculuk kimseyi mutlu etmiyor. Vücudumuza giren radyosyonu, bozulan manyetik alanımızı temizleyecek hiç bir şey yapmıyoruz. Bu yüzden de yaşama daha karamsar bakıyoruz, çünkü beyin dalgalarımız bizi rahatlatacak dalga boyuna inemiyor. İşte, doğayı izlemek, doğayla olmak bizim günlük hızlı, stresli beyin dalgalarımızı rahatlatıyor ve bizi çok kolay ve UCUZ bir şekilde dinlendiriyor.

Olabildiğince açık havada dolaşın ve su olan yerlere gidin, deniz, göl, havuz nereyi bulursanız... Suya bütün olumsuzlukları bıraktığınızı, temizlendiğinizi, arındığınızı ve yenilendiğinizi hayal edin. İsterseniz yaşamınızda ki olumsuzlukları anlatın suya, sizden çıksın gitsin. Su negatif barındırmaz. Eski insanlar, ''kötü şeyleri suya anlatın, bırakın gitsin.'' derlermiş. Ben bunu çok yaparım, Ankara' da deniz yok, durgun su da olsa, göller var. Ama her an gidilmiyor, ben de olumsuz bir şey olduğunda, olumsuz bir rüya gördüğümde musluğu açar ona anlatırım ve akıp gittiğini düşünür, hissederim.

Pazar günü, Mogan gölüne gittim (Ankara'da), uzun uzun gölü seyrettim, temizliğine bakmadan, hiç yorum yapmadan sadece izledim. Yorum ve yargı olmayınca beden ve ruh birlikteliği başlıyor ve büyük mutluluk hissediyorsunuz. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim, mutluluk küçük şeylerde gizlidir demiştim, küçük gibi görünen ama ruhumda büyük etkileri olan bir andı. Hep denir ya, ''hayat bir an o da şu an .''
Su beni çok rahatlattı, açık havada, gölün kenarında ki ahşap kollara yaslanıp çok uzun bir süre sadece izledim her şeyi. Göl üzerindeki kuşları izledim, onların suya dalışlarında ki ahengi izledim, daldıkları zaman oluşturdukları dalgaları izledim, su da ilerlerken arkalarında bıraktıkları harikulade izleri, hepsinin doğayla muhteşem uyumunu izledim. Ve doğayla birlikte akabilmenin ne kadar muhteşem olduğunu tekrar hatırladım. Doğadan uzak kalan bizleriz, daha doğrusu direncimiz, egomuz...

Doğada ki her şeyin bir nedeni, bir dengesi var. Bir güzelliği var. İnşallah doğayla daha iç içe yaşamaya başlarız, inşallah doğayı bozmadan doğallaşırız...

SU ile ilgili bazı küçük öneriler:
  • Sağlığınız için her gün 2 – 2.5 litre su tüketin.
  • İşlenmemiş doğal su için.
  • Her sabah günü suyla açın, her akşam günü suyla kapatın.
  • Sabah kalktığınızda içtiğiniz suya iyi şeyler söyleyin sonra için. ( örneğin, sevgi, sağlık, huzur gibi)
  • Akşam yatarken içtiğiniz suya teşekkür edin. Bu tür olumlamalarla suyun molekülleri değişiyormuş. ( Masaru Emoto)
  • Hastalandığınızda bol bol su için, su toksinleri atmanızı, daha çabuk iyileşmenizi sağlıyor.
  • Suya saygı duyun, su bulunmaz bir hazine, değerini bilin, dikkatli kullanın.
  • Tuzlu suyla zaman zaman evinizi, bedeninizi temizleyin. Su ve tuz çok iyi bir ikilidir, negatif enerji temizler. Tuzlu suyla burnunuzu açabilir, gargara yaparak ağzınızdaki mikroplardan kurtulabilirsiniz. Bir kaba tuzlu su koyup çok az miktar evinizin  köşelerine serpebilirsiniz çünkü köşelerde çok negatif enerji birikir. Tuzlu su olan bir kaba elinizi, ayağınızı batırıp günlük olumsuzluklardan arına bilirsiniz. Tuz ve nimetleri konusundan ilerleyen bir zamanda bahsetmek istiyorum.
  • Dişinizi fırçalarken, elinizi yıkarken, tüm işlerinizi yaparken suyu boş yere harcamayın, çocuklarınıza su tasarrufunu öğretin. Kaynaklar iyi kullanılmadığında tükenebilir unutmayın.
  • Unutmayalım,  su sağlığımız için çok gerekli ve biz suya hangi bilgiyi verirsek hücrelerimize onu yayarız...
Her zaman içilecek ve kullanılacak suyunuzun olması dileğimle...















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder