Su ve insan
Merhaba,
Blog yazılarımı planlamıyorum, bir şey yaşıyorum, bir şey hissediyorum, iç sesim bir şey söylüyor. Bu şekilde kendiliğinden oluşuyor. Böyle daha gerçek olduğunu düşünüyorum.
Bu sabah suyumu içerken, hissettiğim rahatlamayla, bugün sudan bahsetmek istedim.
Blog yazılarımı planlamıyorum, bir şey yaşıyorum, bir şey hissediyorum, iç sesim bir şey söylüyor. Bu şekilde kendiliğinden oluşuyor. Böyle daha gerçek olduğunu düşünüyorum.
Bu sabah suyumu içerken, hissettiğim rahatlamayla, bugün sudan bahsetmek istedim.
Yaşamımızda suyun önemini hepimiz biliyoruz, su
olmadan yaşayamayız, bir şey yemeden bir kaç gün kalabiliriz ama
su içmeden bir günden fazla yaşayamayız. İnsan vücudunun % 70
inin su olduğunu düşünürsek suyun yaşam için ne kadar önemli
olduğunu anlayabiliriz. Bedenimizin toksinlerden
temizlenmesi, cildimizin güzelliği ve organlarımızın sağlıklı
çalışması için, kısaca sağlıklı olmak için uzmanların
dediğine göre günde 2 – 2.5 litre su içmemiz gerekiyor.
Suyun vücudumuza sayamayacağımız kadar yararı var, bazıları şöyle:
*Yaşam gücü verir, vücudun tüm hücrelerinde enerji üretimini sağlar.
* DNA hasarını önler.
*Bağışıklık sistemini güçlendirir.
*Besinlere enerji verir ve besinlerin emilimini sağlar.
*Kırmızı kan hücrelerinin verimini artırır.
*Vücudu kalp krizi ve felce karşı korur.
*Kanı sulandırır, pıhtılaşmayı önler.
*Vücudun ısınma ve soğuması için gerekir.
*Beyin fonksiyonları için, beyin hormonlarının ( serotonin, melatonin ...) yapımı için önemlidir.
*Alzheimer, ms, parkinson hastalıklarının riskini azaltır.
*Bağırsak ve mesaneyi çalıştırır.
*Gözlere ve cilde canlılık, sağlık verir.
*Kadınların menstruasyon, menopoz dönemlerini rahatlatır.
*Kemik iliğinde kan üretimini düzenler.
*Bütün vücut ve zihin fonksiyonları için gereklidir.
*Kilo vermek için yardımcıdır.
*Toksin atımını sağlar.
Dehidrasyon ( vücudun su kaybı), ciddi hastalıklara neden olur, onun için yeterli su içmek tüm vücut fonksiyonlarımız için hayati önem taşır.
*Toksin atımını sağlar.
Dehidrasyon ( vücudun su kaybı), ciddi hastalıklara neden olur, onun için yeterli su içmek tüm vücut fonksiyonlarımız için hayati önem taşır.
Su ayrıca başlı başına bir bilinçtir.
Suyun Bilinmeyen Gücü adlı kitabın yazarı Masaru
Emoto, kitabında suyun çok önemli bir özelliğinden bahsetmiş.
''Su aldığı bilgiye göre farklı kristal tipleri gösteriyor.''
Emoto, farklı şişelere su koyuyor ve bazılarının üzerine
''mutluluk'', ''barış'', ''sevgi'', ''güzel'', '' aferin'' gibi
olumlu sözler yazmış ( bu sözel de olabilir).
Bazılarının üzerine de ''mutsuzluk'', ''savaş'',
''aptal'', ''çirkin'',''kötü'' gibi olumsuz kelimeler yazıyor.
Suları biraz bekletiyor bu şekilde. Sonra bunları donduruyor. Daha
sonra çok zorlu bir çalışmayla, oluşan buz tanelerini mikroskop
altında incelediğinde, olumlu sözler yazılan suyun kristallerinin
bir çiçek gibi açtığını ve kristallerin çok düzgün olduğunu
görüyor. Olumsuz kelimeler yazılan buz tanelerinin kristallerinin
bozuk olduğunu görüyor. Bu demek oluyor ki su kayıt yapıyor... Onun için su içerken suya sevgi ve minnettarlığınızı belirtin
diyor. Çok ta doğru söylüyor, bu bir farkındalık...
Su içten ve dıştan bedenimizi arındırır, suyu
seyretmekte ruhumuzu arındırır. Deniz kenarında denizi
seyrederken duygu ve düşüncelerinizde, bedeninizde ne
değişiklikler oluyor fark edin. Su özellikle deniz, ırmak, şelale, göl (
temiz olsun) siz anlamadan ruhunuzdaki olumsuzlukları alır götürür,
adeta bir ruhsal detoks etkisi yapar. Sizi rahatlatır, sanki büyük
bir yükü atmış gibi olursunuz. Zaman zaman bulunduğunuz yerin
imkanları dahilinde su kenarına gidin, konuşmadan izleyin.
Unutmayın biz doğanın bir parçasıyız, zaman içinde bunu
unuttuk, doğadan uzaklaştık ve mutsuz olduk. Tekrar orijinal
halimize dönelim, doğayla kucaklaşalım.
İnsanlar artık, boş zamanını AVM denilen büyük
tüketim kafeslerinde geçiriyorlar, beden ve ruhunu daha çok
zorluyor, imkanlarını zorluyor, bir koşturma, bir gürültü ile
dinlenmeden yorgun, savaştan çıkmış gibi evlerine dönüyorlar.
Kapalı ortamdan kapalı ortama yapılan yolculuk kimseyi mutlu
etmiyor. Vücudumuza giren radyosyonu, bozulan manyetik alanımızı
temizleyecek hiç bir şey yapmıyoruz. Bu yüzden de yaşama daha
karamsar bakıyoruz, çünkü beyin dalgalarımız bizi rahatlatacak
dalga boyuna inemiyor. İşte, doğayı izlemek, doğayla olmak bizim
günlük hızlı, stresli beyin dalgalarımızı rahatlatıyor ve
bizi çok kolay ve UCUZ bir şekilde dinlendiriyor.
Olabildiğince açık havada dolaşın ve su olan
yerlere gidin, deniz, göl, havuz nereyi bulursanız... Suya bütün
olumsuzlukları bıraktığınızı, temizlendiğinizi, arındığınızı
ve yenilendiğinizi hayal edin. İsterseniz yaşamınızda ki
olumsuzlukları anlatın suya, sizden çıksın gitsin. Su negatif
barındırmaz. Eski insanlar, ''kötü şeyleri suya anlatın,
bırakın gitsin.'' derlermiş. Ben bunu çok yaparım,
Ankara' da deniz yok, durgun su da olsa, göller var. Ama her an
gidilmiyor, ben de olumsuz bir şey olduğunda, olumsuz bir rüya
gördüğümde musluğu açar ona anlatırım ve akıp gittiğini
düşünür, hissederim.
Pazar günü, Mogan gölüne gittim (Ankara'da), uzun
uzun gölü seyrettim, temizliğine bakmadan, hiç yorum yapmadan sadece izledim. Yorum ve
yargı olmayınca beden ve ruh birlikteliği başlıyor ve büyük
mutluluk hissediyorsunuz. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim,
mutluluk küçük şeylerde gizlidir demiştim, küçük gibi görünen
ama ruhumda büyük etkileri olan bir andı. Hep denir ya,
''hayat bir an o da şu an .''
Su beni çok rahatlattı, açık havada, gölün
kenarında ki ahşap kollara yaslanıp çok uzun bir süre sadece
izledim her şeyi. Göl üzerindeki kuşları izledim, onların suya
dalışlarında ki ahengi izledim, daldıkları zaman oluşturdukları
dalgaları izledim, su da ilerlerken arkalarında bıraktıkları
harikulade izleri, hepsinin doğayla muhteşem uyumunu izledim. Ve
doğayla birlikte akabilmenin ne kadar muhteşem olduğunu tekrar
hatırladım. Doğadan uzak kalan bizleriz, daha doğrusu direncimiz,
egomuz...
Doğada ki her şeyin bir nedeni, bir dengesi var. Bir
güzelliği var. İnşallah doğayla daha iç içe yaşamaya başlarız,
inşallah doğayı bozmadan doğallaşırız...
SU
ile ilgili bazı küçük öneriler:
- Sağlığınız için her gün 2 – 2.5 litre su tüketin.
- İşlenmemiş doğal su için.
- Her sabah günü suyla açın, her akşam günü suyla kapatın.
- Sabah kalktığınızda içtiğiniz suya iyi şeyler söyleyin sonra için. ( örneğin, sevgi, sağlık, huzur gibi)
- Akşam yatarken içtiğiniz suya teşekkür edin. Bu tür olumlamalarla suyun molekülleri değişiyormuş. ( Masaru Emoto)
- Hastalandığınızda bol bol su için, su toksinleri atmanızı, daha çabuk iyileşmenizi sağlıyor.
- Suya saygı duyun, su bulunmaz bir hazine, değerini bilin, dikkatli kullanın.
- Tuzlu suyla zaman zaman evinizi, bedeninizi temizleyin. Su ve tuz çok iyi bir ikilidir, negatif enerji temizler. Tuzlu suyla burnunuzu açabilir, gargara yaparak ağzınızdaki mikroplardan kurtulabilirsiniz. Bir kaba tuzlu su koyup çok az miktar evinizin köşelerine serpebilirsiniz çünkü köşelerde çok negatif enerji birikir. Tuzlu su olan bir kaba elinizi, ayağınızı batırıp günlük olumsuzluklardan arına bilirsiniz. Tuz ve nimetleri konusundan ilerleyen bir zamanda bahsetmek istiyorum.
- Dişinizi fırçalarken, elinizi yıkarken, tüm işlerinizi yaparken suyu boş yere harcamayın, çocuklarınıza su tasarrufunu öğretin. Kaynaklar iyi kullanılmadığında tükenebilir unutmayın.
- Unutmayalım, su sağlığımız için çok gerekli ve biz suya hangi bilgiyi verirsek hücrelerimize onu yayarız...
Her zaman içilecek ve kullanılacak suyunuzun olması dileğimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder