10 Şubat 2014 Pazartesi

Pozitif düşünce



Pozitif düşünmek ve pozitif konuşmak

 Hepimiz biliyoruz, evrende her şey enerjiden oluşur, düşüncede bir enerjidir. Düşüncelerimiz büyük bir bir güçtür ve enerjiye dönüşür. Her insan ürettiği düşüncelere paralel bir alan yaratır ve evrenden ona uygun enerjileri çeker. Bunaçekim yasası da denir. Her düşünce kendi titreşiminde bir enerji oluşturur. Düşük titreşimli yani negatif düşünce ürettiğimizde negatif olayları hayatımıza çekeriz.  Hepimizin çevresinde, hayatın hep karanlık tarafını gören, olumsuz düşünceyle beslenen, her şeye negatif yaklaşan, felaket habercisi diye nitelediğimiz insanlar vardır. Bu yaklaşımla yaşamlarına hep negatif olayları çekerler; '' onun başına da gelmeyen kalmadı.'' dediklerimiz olmuştur tanıdıklarımız arasında. Diğer taraftan pozitif düşüncelerle yaşamına hep güzellikleri çeken insanlara da  özendiğimiz olmuştur. Evrensel yasadır; pozitif pozitifi çeker, negatif negatifi çeker. Ne düşünürsek onu yaşıyoruz, düşüncelerimizle yaşamımızı biz yönetiyoruz, onun için düşünce kontrolü çok önemli. Düşüncelerini kontrol edebilen hayatını kontrol eder. Düşüncenin etkilerini anlamak ve pozitif düşünmeye çalışmak, farkındalığımızın artması ile olur. Gün içinde olabildiğince olumlu düşünmeye çalışarak yaşam gücümüzü artırabiliriz. Pozitif düşünceyle kendimize ve çevremize mutluluk verebiliriz. Biliyorsunuz mutluluk, suya atılan taşın yaydığı dalgalar gibi artarak yayılır =))

Pozitif düşünmenin bazı kuralları var;

Şimdiki zamanda olmak: Sadece şimdiki zaman için bir şey yapabiliriz, eylemimiz o anda gerçekleşir. (yapıyorum, kazanıyorum...)
Olumlu ifadeler kullanmak: Örn, iyileşeceğim değil, iyiyim  gibi...
Kıyaslamayı bırakmak: Geçmiş bir olayla veya bir kişiyle kıyaslamadan odaklanmak. Örn, ondan daha iyi veya eskisinden daha akıllı gibi...
İnanmak: Pozitif düşüncemize gerçekten inanmak.
                                   
Pozitif insan bir ışık gibi parlar, güzel bir enerjisi vardır.
Mevlana'nın dediği gibi'' İçi aydınlık olanın dışı da aydınlıktır.''
Pozitif insanlar hayata genelde olumlu bakarlar, soruna değil çözüme odaklı olurlar ve takılmadan ne yapacaklarına odaklanırlar, umut verici konuşurlar. Onların yanında olmak ruhumuza iyi gelir. Çünkü hepimizin iyi şeyler duymaya ihtiyacı vardır, olumlu sözler duymak hepimizi rahatlatır. 

Yaşamımızın sorumluluğunu alarak, ağzımızdan çıkan kelimelere dikkat edelim. Pozitif kelimelerin yarattığı enerjiyle, negatif kelimelerin yarattığı enerji çok farklıdır. Konuşurken kullanılan kelimelerin ve konuşma şeklinin ortamlar ve olaylar üzerinde etkisi büyüktür. Olumlu kelimeler, kapalı kapıları açabilir, işimizi kolaylaştırabilir. Atasözümüz,''tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır '' der. 
Yunus Emre'nin dediği gibi; '' Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı ''
Bu kelimelerin gücüdür.  Olumsuz kullanılan her kelimeyi olumsuz bir duygu, ardından olumsuz bir davranış takip eder.
 
Negatif enerji veren kelimeler:
Kara, ölüm, yas, katil, hastalık, kayıp, savaş, kaos, berbat, kapalı, pis, berbat, bulanık, yasak, fakir, kötü...
Negatif kelimeler, karamsarlık, korku, endişe, acı, hüzün, kırgınlık, kızgınlık, öfke gibi duygular oluşturur.

Pozitif enerji veren kelimeler:
Beyaz, varlık, sağlık, şifa, barış, mutluluk, güzel, açık, temiz, berrak, rahat, serbest, zengin, iyi...
Pozitif kelimeler, mutluluk, huzur, neşe, sevgi, sevinç gibi duygular oluşturur.
Negatif düşüncenin sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri vardır. Sürekli olumsuz düşünen bir insanın çakraların da sorun vardır, sağlığı ve uykusu düzensizdir, kolay hasta olur, bağışıklığı zayıftır. Düşüncelerimizin yaptığı hastalıklar hakkında Louisa Hay'in kitaplarını okumanızı öneririm. 

Yıllar önce okuduğum bir öykü var:
''Çok büyük, asırlık, ulu bir çınar ağacı varmış, yıllar içinde depremlerden, fırtına ve sellerden hiç zarar görmemiş,dimdik ayakta kalmış.Sonra bir gün aniden yıkılmış, bakmışlar içinde binlerce böcek. Doğal afetlerin yıkamadığı çınarı küçücük böcekler yıkmış...''
İşte bizim negatif düşüncelerimiz ve duygularımız ( endişe, korku, kin, öfke, nefret, aşağılık duygusu, güvensizlik, kıskançlık, başarısızlık duygusu...) aynen çınar ağacındaki küçük böcekler gibi, bizi içten içe hasta ediyor, gücümüzü emiyor. Yani olumsuz düşünce tarzımız bizim ruhumuzu ve bedenimizi bozuyor.
Tabii bu dünyada sürekli pozitif kalmak kolay değil, bahsettiğim pembe gözlükler takarak gerçekleri yadsımak değil. Bu hiç kolay değil, hatta imkansız. Yaşamda bir dolu olumsuzlukla iç içe yaşıyoruz, sorunlar hep var ve olacaktır. Benim pozitif düşünceden anlatmak istediğim, sorunları büyütmeden onlara çok takılmadan ne yapabileceğimize bakabilmek. Kriz anındaki sağlam durmaktan, güçlü kalmaktan, aydınlık tarafı görmekten ve sağduyuyla eyleme geçmekten bahsediyorum. Mutlaka ışık bir yerde görünür ve her şey geride kalır. Kendimizi bırakıp '' bu da nereden başıma geldi '' demenin bize bir yararı olmaz, ne olursa olsun yaşam devam ediyor ve hep umutla bakıp ışığı görmeye çabalamalıyız diyorum. Bu farkındalıkla elimizden geleni yaparak, soruna değil çözüme odaklanarak, gücümüzü kaybetmeden yaşama devam etmeliyiz. 
Çünkü yaşamak çok güzel =)
Öfke, kin, nefret, kıskançlık gibi insan ruhuna ve bedenine zarar veren, zehirleyen toksik duygular hep bir negatif düşünceden olmuştur. Bu nedenle düşüncelerimizin sağlığı bizim sağlığımızdır. Negatif düşünce sağlığı bozar.
Sağlıklı düşünce = sağlıklı insan

MAHATMA GANDHİ' nin güzel bir deyişi vardır bu konuyla ilgili;
Düşüncelerine dikkat et duyguların olur,
Duygularına dikkat et davranışların olur,
Davranışlarına dikkat et alışkanlığın olur,
Alışkanlıklarına dikkat et değerlerin olur,
Değerlerine dikkat et karakterin olur,
Karakterine dikkat et KADERİN olur...

Olumlu düşüncelerle yaşamınızın güzelleşmesi dileğimle =))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder