24 Aralık 2015 Perşembe

Yeni yıla girerken



KENDİMİZİ VE EVİMİZİ OLUMSUZ ENERJİLERDEN ARINDIRMAK VE YENİ YILA UYUMLAMAK
Yeni bir yıla giriyoruz...Yeni yıl; yeni umutlar, yeni başlangıçlar, yeni heyecanlar demek. Umutla, sevgiyle ve niyetlerimizle oluşturacağımız 2016 yılına girerken bırakmamız gerekenleri bırakmak, yenilenmek, tazelenmek, yani, kendimizi ve yaşadığımız ortamı yeni yıla uyumlamak için bir takım çalışmalar yapmak yararlı olur. 
Kadim bilgilere göre aralık ayından ocağa geçerken yapılan çalışmalar, umudu, barış ve huzuru, neşeyi, bolluk ve bereketi artırır, bu yılın rahat geçmesini sağlarmış:)
Ocak ayına girmeden önce evimizi, duygularımızı, zihnimizi arındırarak yeni ve temiz enerjilere yer açmak bize güzel bir yılın anahtarını sunabilir, duygusal ve zihinsel çalışmalarla olumsuz kalıpları olumlu kalıplarla değiştirerek, affedip arınarak, kendimize adeta yeniden format atarak, dönüşerek içimizdeki öz potansiyeli ortaya çıkarabiliriz. Böylece yeni fırsatlara açılabiliriz.  Tüm bunları severek, gülerek, neşe ve umutla yapmak gerekir. Böylece, bolluk-bereket / para / Barış / Huzur / Sağlık enerjilerini yaşamımıza çekebiliriz. Bunun için bazı küçük ritüeller uygulayabiliriz.
 Örn; bolluk için evimizin sol köşesine tarçın, para koyabiliriz. Enerjimizi canlandırmak için mum yakabiliriz. Arındırmak için adaçayını bir kapta yakarak, bu doğal tütsüyü bütün evde dolaştırabiliriz.  Evimizi temizleyip, fazlalıkları bırakarak, pencereleri açıp bol bol havalandırarak yeni  ve temiz enerjilerin içeri girmesini sağlayabiliriz.  Neşe ve huzur için portakal yağı kullanabiliriz. Sevgi enerjisi için, ailemize ve dostlarımıza küçük hediyeler verip sevdiğimizi söyleyerek kalp çakramızı aktive edebiliriz. 
Yeni yılda yeni umutlar, neşe, sevgi, barış ve huzur hepimizle olsun.  MUTLU YILLAR:)

14 Temmuz 2015 Salı

Fazlalıkları bırakma zamanı...



Şimdi, bırakmamız gerekenleri, fazlalık her şeyi bırakma zamanı...
Öyle bir dönemdeyiz ki, bu dönem, sırtımızda ki yükleri, bizi aşağıya çeken düşünce ve duygu kalıplarını, yorum ve yargılarımızı terk etme zamanı. Tüm bunlar, büyümemiz, gelişmemiz için, hayatımızı kolaylaştırmak için, mutluluk için... Nötr kalabilmeye çalışmak, anda yaşamayı öğrenmek ve mutluluğu deneyimlemek için. Bu ağır dönemlerde daha bilinçli olmak hepimizin yararına olur. Kolaylıklar ve iyilikler hepimize...

26 Haziran 2015 Cuma

pranayama

Prana =yaşam enerjisi
PRANA, soluduğumuz havada, yaşadığımız her yerde ve her şeyde mevcuttur. Bizi besleyen enerjidir.  Prana yaşam enerjisi, bedenimizde düzgün dolaştığında daha enerjik ve sağlıklı olur, üst benliğimizle daha fazla uyum içinde oluruz. Prana ile evrenden daha rahat ve çok enerji çekeriz, çektiğimiz bu enerji tüm hücrelerimize yayılır. Prana' yı kontrol ederek sadece zihnimizi değil, duygularımızı, dolayısıyla davranışlarımızı da kontrol edebiliriz. Örneğin, çok öfkeli zamanlarımızda daha yavaş ve farkındalıklı nefeslerle duygusal bedenimizi sakinleştirebilir, duygu ve davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Böylece enerjimizi doğru kullanıp daha doğru düşünce, duygu ve davranış içinde olabiliriz. Farkındalığımız artar, bakış açımız genişler ve daha sağlıklı kararlar verebilir, daha mutlu olabiliriz. Bedenimizde dolaşan enerjinin en önemli kısmını nefesle alırız. Dolayısıyla yaşam enerjisi için nefes çok önemlidir, yaşam için nefes şarttır.  Doğru nefes çalışmaları ile pranayı, kozmik enerjiyi içimize çekeriz. Pranayama (nefes) çalışmaları ile beden ve zihin beslenir.
NEFES, PRANAYAMA ÇALIŞMALARININ YARARLARI
-ZİHİN KONTROLÜNÜ SAĞLAR, ZİHNİ SAKİNLEŞTİRİR.
-DOĞRU VE SAĞLIKLI DÜŞÜNMEYİ SAĞLAR.
-KALBİN YÜKÜNÜ AZALTIR.
-FİZİKSEL, ZİHİNSEL VE RUHSAL SAĞLIK KAZANDIRIR.
-GENÇLEŞTİRİR, DİNÇLEŞTİRİR.
-ŞİMDİ DE KALMAYI ÖĞRETİR.
-SAKİNLEŞTİREREK DAVRANIŞLARI DA KONTROL ALTINA ALMAMIZI SAĞLAR.
-KONSANTRASYONU ARTIRIR.
-MEDİTASYON İÇİN GEREKLİ OLAN FREKANSA GEÇİRİR.
-ENERJİYİ DOĞRU KULLANMAMIZI SAĞLAR.
-FARKINDALIĞI VE RUHSALLIĞI ARTIRIR.
-KENDİNİZİ TANIMANIZI  SAĞLAR.
-HUZUR VERİR, GERİLİMDEN KURTARIR.
-ZİHNİ AYDINLATIR.
-KANI TEMİZLER, TOKSİNLERDEN ARINDIRIR.
-DAHA FAZLA OKSİJEN ALIMINI, DAHA FAZLA KARBONDİOKSİT ATIMINI SAĞLAR.
-BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR.
Nefesimizin farkına varınca kendimizin de farkına varıyoruz...
Nefesle ŞİMDİ de yaşayabiliyoruz, en çok yaptığımız hata anı yaşamayı unutmak! Doğru nefeslerle şimdide kalmayı başarabiliyoruz, nefesimize odaklanarak anın keyfini çıkarabiliyoruz...
Önemli:


 Nefes çalışması yaparken;   zorlanma, yanma, baş dönmesi gibi rahatsızlıklar  hissederseniz çalışmayı derhal kesin.  Bir uzmanla çalışmak daha doğru olacaktır.

 Sağlıklı nefeslerle sevgiyle kalın...

5 Mayıs 2015 Salı

Günlük zihnimiz

Günlük zihnimiz soruları yanıtlamaya, sorunları aşmaya elverişli değil. Günlük zihinle sorun gördüklerimiz aslında sorun olmayabiliyor. Çünkü bu zihin, sezgilerimizi ve hakikati örtüyor, algı ve gerçek arasında bağ kuramıyor. Bu boyutta ya geçmişte ya gelecekte oluyoruz, burada olamıyoruz.
Zihin sürekli meşgul olup, konuşup, yargı ve yorum yaptığı için mutluluğu bu zihinle deneyimleyemiyoruz. Mutluluk sandığımız; elde ettiklerimiz ve etmeye odaklandıklarımız, bizi bu yaşamda sadece oyalıyor. Kendimizi gerçekleştirmemize, derinleşmemize ve tanımamıza fırsat vermiyor. Ego çok yüksek bu boyutta, yüksek ego çözümü de yaratıcılığı da engelleyebiliyor.
Biraz yavaşlamak iyi olur. Bu karmaşa zihni nefes ve meditasyonla aşmak mümkün. Burada zihin duruluyor, öyle bir alan oluşuyor ki; orada ne soru, ne sorun var... (Beyin dalgaları konusu ile ilgili yazıma bakabilirsiniz.)
Zihin durulunca gerçek görünüyor, mana açığa çıkıyor ve zihnimizle bakıp gördüğümüz sorunlar, kalbimizle bakınca sevgiye dönüşebiliyor heart ifade simgesi
Hepimizin, gerçeğimizi görmemiz dileğimle...

24 Nisan 2015 Cuma

Kendimiz ve hepimiz için



          Her şeyin kaynağı kendimizde...
BOLLUĞUN, AŞKIN, SEVGİNİN, HUZURUN, BAŞARININ, SAĞLIĞIN KAYNAĞI BİZDE, ÖZDE... Bunlara sahibiz aslında, yaşadığımız her şey içimizdekinin dışa yansıması. Bunu hatırlayarak, hayatımızdaki her şeyi doğru okumak ve değerlendirmek gerek. Düşünmek, hissetmek, inanmak, güvenmek ve eyleme geçmek.
İÇİMİZDE UYUYAN BU ZENGİNLİKLERİ (Sevgi, sağlık, aşk, huzur, başarı, bolluk vs.) UYANDIRMANIN YOLU YİNE BİZDE YANİ... O ZAMAN NE YAPMAK LAZIM: 
1. Bilmek, inanmak,  güvenmek, FARKINDALIK.
2. Hırsa kapılmadan, elimizden geleni yapmak, yeterince çalışmak.
          3.Tüm bunları kendimizle birlikte herkese dilemek.
4. Bunlara sahip olanları kınamak, kıskanmak, eleştirmek yerine TAKDİR etmek. Gelmesini istediğimiz şeyi eleştirirsek, buradaki çelişki ters etki yapar, akışı keser, blokaj oluşur. İstediklerimizi takdir edelim, olanı onurlandıralım.
            İşte o zaman bolluk ve istediğimiz her şey bize akıyor, endişelenmek yerine inanarak eyleme geçelim.  Elde ettiklerimiz ve sahip olduklarımız verdiklerimizle ilgili. Biz yaşama ne verirsek, yaşamda bize onu veriyor bunu hep hatırlayalım.
Tüm güzellikler kendimiz ve herkes için olsun.
 Sevgi ve neşeyle:)

17 Nisan 2015 Cuma

Yoga ve farkındalık




Yoga, kişinin kendini tanıması, kendinin farkına varması yönünde yaptığı ruhsal bir yolculuktur. Yoga sadece asanalardan ibaret hareketler dizisi değildir. Sistemi, disiplini vardır ve birliğe odaklıdır. Yama, niyama, asana, pranayama, pratyahara, dharana, dhyana ve samadhi gibi kolların bütünüdür.Önemli olan hareketler değil, onların yarattığı etkilerdir. Yogada yapılan her hareket, kişide fiziksel, duygusal ve zihinsel farkındalık yaratır. Bedene saygıyla, limitleri bilerek, doğru nefes eşliğinde ve konsantrasyonla yapılan asanalar; yaşamı olumlu yönde etkiler. Kişiye kendi limitlerini, kendi gücünü göstererek, fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlük sağlar, dinlendirir, sakinleştirir.
Farkındalıklı günler dileğimle...
''Yama ve niyama olmadan yapılan asana akrobasidir.!!
B.K.S. İyengar

3 Mart 2015 Salı

Neden yerine Nasıl?


NASIL?

Yaşamımızda, Neden; Niçin ve Niye yerine  kullandığımız Nasıl'lar bizi bilgiye, umuda ve mutluluğa taşır. Nasıl mı? Şöyle:))

Neden? Niçin? Niye? dediğimizde sorunun bir parçası oluruz; Nasıl dediğimizde ise çözümün bir parçası oluruz.
Neden, Niçin, Niye bizi geçmişte; Nasıl ise şimdide yaşatır.
Neden serttir; Nasıl yumuşatır.
Neden uzaklaştırır; Nasıl yakınlaştırır, iletişimi kolaylaştırır.
Neden durdurur; Nasıl ilerletir.
Neden yanıt bulur tabii ama çözüm üretmez; Nasıl, düşünmeye yöneltir, beyni çalıştırır, çözüm üretir.
Neden olduğu yerde saymak; Nasıl ilerlemektir.
Neden köreltir; Nasıl yaratıcılığı tetikler.
Neden öfkelendirir; Nasıl heyecanlandırır.
Neden negatif; Nasıl pozitif bir alan yaratır.

Kısaca olumsuz her durumda Neden yerine Nasıl sorusunu yöneltin kendinize veya başkasına, özellikle çocuklarınıza! Nasıl bizi, şimdide, o an için ne yapacağımızı düşündürerek bizi ileriye taşır.
 '' Nasıl yapabilirim, Nasıl yapabiliriz, Nasıl oldu, Nasıl başarabilirim?'' gibi sorular düşünmemizi, araştırmamızı, alternatif üretmemizi sağlar.
Deneyin ve farkına varın:)
Her zaman çözümün bir parçası olmamız dileğimle:)

21 Şubat 2015 Cumartesi

Yaşamak



YAŞAMAK,
Bir ve bütün olduğumuz bilinciyle;
Kendimize ve başkalarına sevgiyle yaklaşarak,
Başkaları dediğimiz, bütünün parçaları için iyiyi, güzeli dileyerek,
Bakış açımızı genişleterek,
Empati yaparak,
Birbirimizin işlerini kolaylaştırarak,
Özgürlüklerimizin sınırlarını iyi bilerek,
Kendi özgürlüklerimizin, diğerlerinin kişisel alanına girmemekle sınırlı olduğunu algılayarak ve bu alana saygı duyarak,
Kısaca gerçek insan olmayı bildiğimizde güzel, anlamlı ve güvenli...


Daha vicdanlı, daha anlayışlı ve daha hoş görülü zamanlar dileğiyle...

20 Şubat 2015 Cuma

Dikey geçiş




Yaşadıklarımız; değişim ve dönüşüm döneminin, dikey geçişinin zorlu seyrinden ibaret...

Bu dönemde her zamankinden çok çaba, her zamankinden çok sükunet ve her zamankinden çok sabır gerekiyor.
Sapmadan, saptırmadan merkezimizde kalarak:
Daha çok çalışmak,
Daha çok sevmek,
Daha çok Şükretmek,
Daha çok teşekkür etmek,
Daha çok özür dilemek,
Ve daha çok affetmek gerekiyor...

Hepimize kolay gelsin!
Sevgi, barış ve huzur hepimizle olsun:)

21 Ocak 2015 Çarşamba

Kişisel ve ruhsal gelişimde farkındalık



Son yıllarda bir farkındalık çalışmalarıdır gidiyor ve bu kişisel ve ruhsal gelişim çalışmaları içinde en önemli yeri tutuyor. Nedir bu farkındalık? 

Farkındalık; algılama, hissetme, duyguların, düşüncelerin ve nesnelerin bilincinde olma halidir. Anın farkında olmak, anda, ne yaptığımızın farkında olmak...
Farkındalık, şimdide kalabilmek, anı yaşamaktır.

KİŞİSEL GELİŞİMDE FARKINDALIK: 
Kişisel gelişimde farkındalık, öncelikle kendimizin farkına varmak, kim olduğumuzu ve potansiyelimizi bilmek, kısaca kendimizi tanımaktır. Kim olduğumuzu bilmiyoruz, bazen başkalarının geri bildirimlerinden rahatsızlık duyabiliyor, böyle bir insan olmadığımızı savunuyoruz. İşte kişisel gelişim, başkalarının gözünden de kendimizi görebilmektir. Gölge kişiliğimizi değil, gerçek kişiliğimiz görmek, kendimizin farkına varmaktır.

Kişisel farkındalığın yararları:
Empati yapabilmek,
Alışkanlıklarımız ve değerlerimizin farkına varmak,
Zayıf ve güçlü yönlerimizin farkına varmak,
Daha sağlıklı karar yetisine sahip olmak,
Doğru ve doyumlu ilişkiler kurmak,
Bakış açısını genişletmek,
Kişisel ve mesleki gelişim konusunda fırsatları görebilmek,
Ne istediğimizi bilerek kendimizi mutlu edecek işlerle uğraşmak.

RUHSAL GELİŞİMDE FARKINDALIK:
Ruh, bizim gerçeğimizi içinde bulunduran bir oluşum. Bizi, anılarımızı barındıran, fiziksel bedenimize hareket katan enerji. Fiziksel bedenimiz ruhumuzun yansıması. Buradan bakıldığında bedenimiz gerçeğimiz değil, evrendeki atomlardan meydana gelmiş fiziksel varlıktır. Gerçek enerji ruhtan gelir. Ruhumuzla iletişim kurabilmek, ruhsal farkındalığımızı sağlar.

Ruhsal farkındalık için yapabileceklerimiz; Öncelikle sakinleşmek, zihni kontrol altında tutarak içimizdeki sesi duyabilmek. Bunlar çok nadide, ve değerli anlardır. Zihin kontrolü olmadan ruhu hissedemeyiz. Bunun en güzel yolu da nefes egzersizleri, meditasyon ve dua gibi konsantrasyon halleridir.

Ruhsal farkındalık için uyku son derece önemlidir. 6-8 saat arası (yaşa, yapılan işe göre değişebilir) uyumak ama kaliteli uyumak ruhsal farkındalığı artırır. Uykuda epifiz bezi aktive olur. (UYKU ile ilgili temmuz 2014 tarihli yazımı okuyabilirsiniz.) Uyku, sadece fiziksel bedenimiz ve düşüncelerimizin  sağlığı için değil, tüm bedenlerimizin sağlığı için gereklidir.

Doğada vakit geçirerek, yaşlı ve çocuklarla birlikte olarak, hayvan severek, sık sık gülerek, pozitif düşünerek ve en önemlisi SEVMEYİ bilerek, severek ruhsal gelişimimizi destekleyebiliriz.

Ruhsal farkındalığın yararı ise tek kelimeyle MUTLULUKTUR... Hep yazıyorum, bu yaşamda zaten gerçek amacımız mutlu olmaktır.

Kişisel  ve ruhsal gelişim, kendimizi her yönümüzle tanımaktır. Kendini tanımak evreni tanımaktır...
Kişisel ve ruhsal gelişim yolunda, güzel ve sağlam adımlarla mutluluğu yakalamanız dileğimle sevgiler hepinize:)






15 Ocak 2015 Perşembe

Evren ve biz



Evrende olan her şey birbirine bağlı ve etkileşim içinde. İnsan evrenin bir parçası. Evren ve insan, bir ve bütün. İnsanın içinde evren, evrenin içinde insan; birin içinde her şey, her şeyin içinde bir olduğu gibi.
Sayısız moleküllerden oluşan DNA'mız her bilgiyi taşıyor ve evrenle iletişim halinde. Makro kozmostan ve mikro kozmosa, mikro kozmostan makro kozmosa giden ve gelen bir yol, bağ ve bütünlük. Parçadan bütüne, bütünden parçaya. Parçada tüm evrenin bilgisi mevcut. İnsanın sırrını çözmek evrenin sırrını çözmek gibi. Yine hücrenin sırrını çözmek bedenin sırrını çözmek gibi... Örn, vücudumuzun herhangi bir yerinin bir hücresinde, tüm vücudumuza ait bilgiler saklı.

Hepimizin frekansı farklı,  yaydığı enerji farklı. Tıpkı parmak izlerimiz gibi, soyut ve somut bedenlerimiz gibi...
Yıldızlarda özümüz nötr durumdaydı, beden aldığımızda durum değişti. Ebeveynlerimizden, çevremizden, okuldan, toplumdan olumlu olumsuz, bir sürü kalıplar öğrendik. Sevgi yerini korkuya bıraktı, güvenin yerini endişe aldı, sonradan öğrenilmiş korkularla yaşamaya başladık. Kısaca yaşamdan korkmayı öğrendik. Böylece evrenle ilişkimizi bozuldu, ve bütünden, öz'den uzaklaştık...
Öz'den uzaklaşmak; yorum, yargı, ötekileştirme ve iç konuşmalarla öfke, hırs, nefret gibi olumsuz duyguların açığa çıkmasına, birliği unutmamıza, evrenin bize sunduklarını anlamamamıza, dolayısıyla kaosa ve kısır döngüye neden olur.  Böylece biz korktukça korku gelir, sevgi enerjisi azalır, kalpler bozulur vs...

Unutmayalım; evren ve biz bir bütünüz. İnsanoğlu kendini düşünce ve duygularıyla; zihnen ve kalben, bütünden ayrı hissettiğinde bağı gevşetmiş, güven ve sevgiyi yitirmiş oluyor. Kendini bütünden ayrı deneyimliyor. İşte bütün kişisel ve ruhsal çalışmalar bütünü görmek ve bütüne ulaşmak için. Farkındalık için...

Farkındalık, sevgi ve neşe dileklerimle:))


10 Ocak 2015 Cumartesi

Tibet'in gençlik pınarı



                                                      Beş ayin

Dünyanın her yerinde uygulanan mucizevi Tibet Egzersizleri, beş hareketten oluşur ve gençlik, sağlık, canlılık kazandırır. Doğru yapıldığında tüm beden üzerinde yararları görülür. Bel, boyun, diz, kol ve bacakları oldukça çalıştıran bu egzersizler bedeni güçlendirir ve tazeler.
DOĞRU NEFES,
DOĞRU ISINMA,
HAREKETE DOĞRU GİRİŞ,
DOĞRU HAREKET,
HAREKETTEN DOĞRU ÇIKIŞ,
DOĞRU DİNLENME ile bilinçli  yapıldığında bedene maksimum yarar sağlar.
Her hareketin bir dinlenmesi vardır ve hareketler arasında yapılır. Böylece uygulama, çok rahat ve keyifli olur.
Ayrıca boyun, diz, bel problemleri gibi rahatsızlıkları olanların uygulaması biraz farklıdır. Tibet egzersizleri dizisi, rahatsızlıklara göre küçük değişikliklerle yapılabilir.
 Beş ayin denilen, çakraların düzenli çalışmasını sağlayan, endokrin sistemini destekleyen, bedeni güçlendiren, beden ve zihni arındıran bu egzersizler zinciri, sonuç almak için her gün yapılmalıdır. 
Uygulanışı:
İlk hafta hareketler üçer kez, sonraki her hafta için hareketler ikişer kez artırılarak yapılır,  21 tekrara ulaşana kadar. Yani ;
1. Hafta: 3
2. Hafta: 5
3. Hafta: 7
4. Hafta: 9
5. Hafta: 11 
6. Hafta: 13
7. Hafta: 15
9. Hafta: 17
10.Hafta:19
11.Hafta: 21
21 tekrara ulaştıktan sonra bu sayı sabit tutulur. 

Ancak ben herkesin 21 tekrara ulaşması gerektiğini düşünmüyorum. Bazılarına ağır ve yorucu gelebiliyor. Deneyimlerimden; bazıları 21 tekrara ulaşabilirken, bazıları 9 tekrar, bazıları 11 tekrar, hatta bazıları 3 tekrar yapabiliyor. Olsun, yeter ki düzenli yapılsın. Bedeninizi dinleyin ve ona göre sayıyı belirleyin. Herkes kendisi için optimum düzeyi bilir. O sayıda kararlılık ve devamlılık önemlidir. Kendi limitinizi belirleyerek hiç bırakmadan hareketleri yaparsanız, her sayıda yararını görürsünüz.

BİLİNÇLİ VE DÜZENLİ YAPILDIĞINDA KISACA YARARLARI
Kemikleri güçlendirir.
Bedene esneklik, canlılık ve güç kazandırır.
Arındırır.
Bağışıklık sistemini destekler.
Arındırır, toksin atımını kolaylaştırır.
Yaşlanmayı geciktirir.
Cildi güzellleştirir.
Oksijen alımını artırır. (Doğru nefesle)
Endokrin sistemini düzenler.
Çakraları dengeler, çakra dönüşlerini aktive eder.
Kısacası bir gençleşme programıdır.


Basit gibi görünse de dikkatli yapılması gerekir, Kitabı ve uygulamalarını kolaylıkla bulabilirsiniz. Doğru uygulamayı öğrenene kadar bir yoga eğitmeniyle çalışmanızı öneririm. Ben yararını görüyorum ve artık herkesin yararlanması için programıma da ekledim.

Yaptığınız her egzersizden yarar sağlamanız ve yaşamın keyfini çıkarmanız dileğimle sevgiler...