28 Nisan 2014 Pazartesi

Kitap önerileri



Herkese iyi haftalar dileyerek yeni haftaya başlıyorum:))

Hafta sonu cumartesi - pazar eğitimim vardı, çok yoğun, yorucu ama bir o kadar da verimli bir programdı.
Çok hoş, genç insanlarla beraberdim, umarım yine yollarımız kesişir ve bir araya geliriz:))
Genç arkadaşlardan, kendini geliştirmeye çalışan, bu konuda oldukça kararlı olan ve alanında çok başarılı olacağı belli olan Sevgili Enes, blogda kitap önermemi isteyerek bana güzel bir fikir verdi. Bende okuyup yararlandığım kitapların isimlerini yazmaya karar verdim. Bu fikir için teşekkürler Enes, yolun açık ve aydınlık olsun:)) Oradaki tanıdığım tüm arkadaşların yolu açık olsun...
Demet, Leyla, Zeynep, Alper, Enes, Hasan, Burak ve diğer arkadaşlar hepinize sevgiler:)))

Bugün birkaç isim vereceğim ve zaman zaman kitap isimlerine devam edeceğim.
Kitaplığımdan bazı kitapları sizlere öneriyorum.



* Beni Duyuyor musun? / Leyla Navaro (Çocuklarla iletişimle ilgili)
* Çocuk Ruh Sağlığı / Atalay Yörükoğlu
* İletişim Çatışmaları ve Empati /Prof. Dr. Üstün Dökmen
* Küçük Şeyler / Üstün Dökmen
* Yaşama Yerleşmek / Üstün Dökmen
* Stres ve Başa Çıkma Yolları / Prof Dr. Acar - Zuhal Baltaş
* Bedenin Dili / Prof. Dr. Acar - Zuhal Baltaş
* Onlar Benim Kahramanım / Doğan Cüceloğlu
* Sevmeyi biliyor musun? / Rota yayınları
* İndigo Çocuklar / Ayla Özaygen
* Kişilik Bozuklukları / Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu
* Sevme Sanatı / Erich Fromm



* Hayvan Çiftliği / George Orwell
* Yabancı / Albert Camus
* Yüzyıllık Yalnızlık / Gabriel Garcia Marquez
* Ve Böyle Buyurdu Zerdüşt / Friedrich Nietzsche
* Nietzsche Ağladığında / Irvin D. Yalom
* Aforizmalar / Friedrich Nietzsche
* Varoluşculuk / Jean Paul Sartre
* Bulantı / Jean Paul Sartre
* Şeker Portakalı / Jose' Mauro De Vasconceles
* Bir Çift Yürek / Marlo Morgan






* Suyun Bilinmeyen Gücü / Masaru Emoto
* Su ve Tuz / Yücel Aydemir
* Düşünce Gücüyle Tedavi / Louise Hay
* Kuantum bilgeliği ve tasavvuf / Haluk Berkmen
* Kuantum Düşünce Tekniği / R. Şanal
* Okinawa Programı


* Bir Dinazorun Anıları / Mina Urgan
* Bir Dinazorun gezileri / Mina Urgan
* Ayşe Kulin Romanları :))



24 Nisan 2014 Perşembe

Ruhsal Arınma


Arınma serisi devam ediyor... Daha önce yazdığım gibi bahar gelince her boyutta arınmak, yenilenmek,  daha mutlu ve sağlıklı olmamız için önemli. Duygusal ve evsel arınma konularına biraz değinmiştim, (tabii o konuda daha yazılacak çok şey var, ara ara yazmaya çalışacağım.)
Şimdi ruhsal arınma konusunda bir şeyler yazmak istiyorum. Bu konuda da yapabileceklerimiz var...

Ruhsal arınma için:

1. Hoşgörülü olun, sevin. Kalbinizi daha çok sevgiye açın.  Sevene ve hoşgörüyle bakana her şey olumlu görünüyor;  Leyla ve Mecnun'un hikayesindeki gibi: ‘’ Leyla güzel bir kadın değilmiş ama mecnun çok sevmiş / Mecnun’un yakınları Leyla ‘yı görünce: ''yandığın kadın bu mu? Güzel bile değil'' dediğinde; Mecnun: ‘’ah siz onu birde benim gözlerimle görebilseniz demiş.’’  

2. Bakış açınızı genişletin, olaylara her yönüyle bakmaya çalışın. Biliyorsunuz değerlerimizi bakış açısımız oluşturuyor.

3. İçinizden geldiğinde ağlamaktan çekinmeyin, ağlayın rahatlayın, SU BEDENİMİZİ GÖZYAŞI RUHUMUZU YIKARMIŞ...

4.  Doğayla baş başa olun, AVM ler yerine açık havada dolaşın. Çiçeği, böceği, yaprağı seyredin.

5. Selam verin, ailenizle, sevdiklerinizle daha çok vakit geçirin. Dostlarla birlikte olun . Bu ilişkiler sizi büyütür, besler...

6.Yaşamın keyfine varın. Güzel müzikler dinleyin. 

7. Yaşlıları ziyaret edin. Çocuk sevin, okşayın.

8. Hayvan sevin / bitki besleyin, gül koklayın, gül şifadır, görüntüsü ve kokusu ruhu okşar, arındırır.

9. İyilik yapın, yardım edin. Tabii kimsenin bilmesine gerek yok, kendiniz bilin yeter...  ESKİ KADİM BİLGELERİN DEDİĞİ GİBİ, bir elin verdiğini diğer el bilmemeli. Bu tür insani davranışlar bizim maneviyatımızı besler...
NİETCHE'ye göre : ‘’ EN İNSANİ DAVRANIŞ BİR İNSANIN UTANILACAK DURUMA DÜŞMESİNİ ENGELLEMEKTİR ‘’
MEVLANA da şöyle der: ‘’BAŞKASININ AYIBINI ÖRTMEDE GECE GİBİ KARANLIK OL! ‘’ 

10. Şarkı söyleyin, şarkı söylemek mutluluk hormonunu aktive ediyormuş, bana göre gerçekten öyle:)) Ben şarkı söylerken anda yaşıyorum, sizde deneyin ve sadece şarkı söyleyin, anda yaşamak başlı başına bir mutluluk... Ayrıca şarkı söylemek akciğerlere daha çok oksijen alımını ve akciğerlerden toksin atımını sağlıyormuş. Ne güzel...

11. Birbirinize güzel sözler söyleyin. BEDEN HER YÜKÜ KALDIRIRMIŞ AMA GÖNÜL HER SÖZÜ KALDIRAMAZMIŞ.

12. İnanın, dua edin, meditasyon yapın.

13. Daha çok gülün. TÜBİTAK'ın araştırmasına göre büyükler günde 15-20, çocuklar ise günde 350-400 kez gülüyorlarmış:)))

14. Bir hobi edinin / Çalışın. Freud ruh sağlığını ; Sevmek ve çalışmak olarak açıklıyor...

15. Bazen olayları akışına bırakmak, değiştirmeye çalışmamak, kabullenmek daha iyi sonuçlar veriyor. Sürekli bir değiştirme çabası insanı yoruyor... Bazen  bir şeyi değiştiremeyiz ve bu bizim hayrımızadır.
Çinli bilge şöyle der:
''Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyler için GÜÇ,
Değiştiremeyeceğim şeyler için SABIR,
İkisini ayırt edebilecek AKIL VER.''

16. Bazen de yavaşlamak gerekir, yavaşlamak her boyutta dinlendirir, sakinleştirir ve sağlıklı düşünebilmeyi sağlar.

Ruhumuzun arınması ve sağlığı  çok önemli, sadece bedenden ibaret olmadığımızı biliyoruz. Ruhumuz sağlıklıysa diğer beden katmanlarımız da sağlıklı. İnsan dıştan içe, içten dışa beslenen bir varlık, bunların hepsiyle her boyutta alışveriş içinde. Bu nedenle tüm beden katmanlarımıza aynı özeni göstermek yerinde olur. 
Rahat, kolay arınma çalışmaları dileğimle sağlıklı ve mutlu baharlar...




************************

18 Nisan 2014 Cuma

Kırmızı ay tutulması



Gündemde Kırmızı Ay Tutulması var...
15 nisan salı günü kozmik bir olay yaşandı, ay tutulması gerçekleşti. Bu ay tutulmasının farkı, 500 senede üç kez yaşanması ve renginin kımızı olması.
Tutulmayı bilim adamları şöyle açıklıyor;  Ay tam olarak dünyanın gölgesine giriyor, dünyadan yansıyan güneş ışınları ayın üzerine düşmeye devam ediyor, dünya atmosferinin oldukça şeffaf olması ve bu ışınların tutulma sırasında ayın yüzeyine yansımasıyla da ay kırmızı renkte görünüyor.
Tutulma öğle saatlerinde gerçekleştiği için Türkiye'den izlenemedi ama etkileri tüm dünyada hissediliyor, herkes ondan bahsediyor... Gökyüzü olayları ile ilgilenenlere göre, bu tür tutulmalarda önceki üç ay ve sonraki üç ay etkiler yoğun yaşanırmış. Bu konuyla ilgili çok karamsar tablolar çiziliyor, olumsuz olayların olacağından bahsediliyor, Hristiyanlar kırmızı ay, kıyamet alameti diyor. Hem kadim alimlerin bilgisine hem de astrologlara göre ay tutulmaları bazı negatif olayları tetikliyor. Evet böyle bir bilgi varmış ama bunun yanı sıra iyi başlangıçlara neden olabileceğini de söylüyorlar. Ay tutulmalarının; yeni başlangıçların, hayatta gizli kalmış işlerin, olayların açığa çıkmasının kolaylaşması, karanlık noktaların aydınlığa kavuşması gibi pozitif etkileri de var. Yani her şeyde olduğu gibi bu olayda da bardağın dolu yanını da görmek gerekiyor. Aslında yaşam da böyle değil mi? Bazen negatif bazen pozitif... Ne taraftan baktığınızla ilgili. Nereden bakarsanız orayı görürsünüz.

Tutulma terazi burcunda gerçekleştiğinden, terazi burcunu temsil eden hukuk, adalet, ilişkiler, denge, paylaşım, ortaklıklar, birliktelikler, aşk gibi alanlarda değişimler yaşanabilir deniyor. Bazı ilişkiler sonlanabilir, bazı dengeler (bu ruhsal da olabilir) bozulabilir, bu alanlarda değişiklikler yaşanabilir. İş, ilişki, ortaklık, herhangi bir paylaşım gibi birlikteliklerde sonlanma olabilir deniyor. Hayatta zaten her şeyin bir sonu var, bir sonrakinin hayırlı olmayacağını kim bilebilir, belki evren bizim için yeni bir fırsat yaratıyor:))

Genellikle ay tutulmalarından sonra bir şeyler değişir, kendi gücümüzün farkına varırız, kişisel yeteneklerimiz ortaya çıkar, alternatif durumlar doğar, göremediklerimizi görürüz. Bu gördüklerimiz iyi veya değil, mutlaka hayrımıza olur sonuçta. Eğer çıkan krizlere, olumsuz olaylara takılmazsak altında yatan fırsatı görür ve değerlendirebiliriz.

Söylentilere çok takılmadan yaşamak, yapılacaklara odaklanmak, yaşamda akmak yerinde olur.
Bize olumsuz gibi görünen bu değişimler aslında hayrımıza olan değişim ve gelişimler olabilir. .Hayatta değişim öyle yada böyle her alanda ve her an var, bu doğanın bir kanunu...

 Her ne olursa olsun yapabileceklerimizi bilip, kalıpları bırakarak ve değişimi kabul ederek yerimizi belirlemekte yarar var. Yani enerjinizi olumsuza değil olumluya yönlendirin ve bunları düşünerek enerjinizi boşuna harcamayın. Kısacası İŞİNİZE BAKIN, SU AKAR YOLUNU BULUR, SİZ İÇİNDEKİ HAYRI GÖRMEYE ÇALIŞIN...
Bu değişimin kendimiz ve bütünün hayrına olmasına niyet ederek, umarak sakin ve tartışmalardan uzak, merkezinizde kalmanız dileğimle sevgiler, hepimize iyilikler...